Televizyon programcısı ve sunucusu Metin Uca geçtiğimiz günlerde vefat etti.
62 yaşındaki Uca, Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde direksiyon başında fenalaştı.
Daha sonra kaza geçirip hastaneye kaldırılan şahıs, şah damarının tıkalı olduğu anlaşılınca ameliyata alındı.
Ancak müdahaleler yeterli olmadı.
Veda töreni düzenlendi
Bugün Metin Uca için son görev de yerine getirildi ve veda töreni düzenlendi.
Cemal Reşit Beyefendi Konser Salonu’nda düzenlenen törene çok sayıda ünlü isim katıldı.
Törende hazır bulunan isimler arasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da vardı.
“Ben hayranıydım”
İmamoğlu, Metin Uca adına konuşma yapmak üzere sahneye çıktı ve şu ifadeleri kullandı:
Kaybettiğimiz haberini ilk duyduğumda aklımdan geçen ilk duygu şu oldu; ‘Ah hayır, güçlü bir ses gitti.’ Çünkü o, çok ilginç gözlemleri ve ayıklayan, uyandıran, düşündüren, hissettiren yazılarıyla hepimize ders veren, defalarca destek veren özel bir insandı. Bu konuda kaybımızın büyük olduğunu biliyoruz.
Arkadaşları zaten burada onun hakkında çok nazik konuşuyorlardı. Tiyatro sanatçısı, kitap yazarı, muhabir, gazeteci… Her yönüyle düşünen bir insandı. Onu yakından takip eden ve aynı zamanda söylediklerinden gerçekten öğrenen ve uyanan insanlar konumundaydık. Ben hayranıydım. Allah ona rahmet etsin. Gerçekten çok değerli bir insanı kaybettik. Güçlü sesi bize yetiyordu. Farkındalığımıza ve yapmamız gereken bazı aksiyonlara ışık tuttuğu için değerli bir insandı.
“Huzur içinde yatsın”
Böyle değerli bir insanı, vatandaşı, aydını, hemşehrimizi sesiyle, sözüyle, kalemiyle, ismiyle yaşatmak bizim görevimizdir. Bunu hep birlikte yaşatacağız. Allah ona rahmet etsin. Huzur içinde yatsın. Nur içinde yatsın.
“Hakkında konuşması gereken son kişinin ben olduğu ortaya çıktı.”
Özgür Özel ise son konuşmacı olarak sahneye çıktı ve şunları söyledi:
Benden önce konuşan herkesi dinlediğimde Metin Uca hakkında konuşması gereken son kişinin ben olduğum ortaya çıktı. 90’ların sonlarındaydım; Metin Uca ekranlardan kaldırıldığından beri güne o mükemmel sabah haberleriyle başlamanın tadını özleyen biri olarak kendisine birkaç yıl önce ulaşabildik.
“Huzur içinde yatsın”
Ama bunun ilginç bir yanı da vardı. Televizyon aracılığıyla ulaşamadığı herkese bizzat ulaşabilecek kadar enerjikti. Her zaman bağlantı halindeydik. Türk meselesiyle inanılmaz ilgilenirdi… Bana ‘ne yapılması gerektiğini’ de söylerdi. Sanırım ne yapmamız gerektiğine dair kendi hayatıyla ilgili bir vasiyet bıraktı. Yükseklik korkusu olan herkes pilot olma cesaretini gösterdiğinde Türkiye de kurtulacak, hepimiz de. Hepinizi saygıyla selamlıyorum, mekanınız cennet olsun.
